6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Konsolide metin

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Konsolide metin

(2) Siyasî reklamlar, bu Kanunda yer alan hükümlere ve Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen usul ve esaslara uygun olmak zorundadır. (2) Multipleks işletmecileri, radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin iletimi alanında sadece Üst Kuruldan karasal yayın lisansı almış kuruluşlara hizmet verebilirler. (1) Medya hizmet sağlayıcılar, koruyucu sembol sistemi kullanarak, izleyicileri program hizmetlerinin içeriği hakkında sesli veya yazılı olarak bilgilendirir. (1) Yayın hizmetlerinde, genel veya tematik içerikli yayın yapılabilir. Medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar yayın lisansı başvurusu sırasında yayınlarının türünü Üst Kurula yazılı olarak bildirir. Üst Kurul tarafından bu kuruluşlara verilecek yayın lisans belgesinde yayının türü açıkça belirtilir. Ancak Türkçe dışındaki dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir. Yayınlar seçilen dilin kurallarına uygun olarak yapılmak zorundadır. Bu yayınlara ilişkin usul ve esaslar Üst Kurulca yönetmelikle belirlenir. Son olarak Kabahatler Kanunundan esinlenerek aynı düzenlemenin disiplin hukuku için de “disiplin usul kanunu” olarak düzenlenmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bu unsurlardan hareketle, kanun  koyucunun sadece kirlilik sebebiyle cezalandırma amacı gütmediği, özellikle umuma ait alanlar yönünden karmaşayı önlemek ve özel mülk yönünden de bir emrivakiye izin vermemeyi amaçladığı anlaşılıyor. Çünkü her iki alanda da usulünce izin alınırsa suç saymıyor.

Disiplin cezaların Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla açılan davalar AYİM’ce,  disiplin cezalarının yargı denetimi dışında olduğu belirtilerek,  Anayasaya aykırılık iddialarının esasına girilmeden reddedilmektedir. Ancak uyarı yazısında şahsi haklara saldırı niteliğinde ifadeler bulunması halinde, ispat külfetini idareye yüklemekte, kanıtlayıcı belge bulunmadığı takdirde uyarı yazısını iptal etmektedir. İkinci Bölümde  açıklandığı üzere oda hapsi disiplin cezası, AİHSnin 5. Maddesinde sayılan koşulları taşımadığından bu maddeye aykırı bir özgürlükten yoksun bırakma olup, eğer henüz ceza infaza başlanmamış ya da infazı devam etmekte ise, salıverilmesi için mahkemeye başvurma hakkı, eğer cezanın infazı kısmen dahi yapılmış olsa bile tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Yargı denetimini sınırlarını genişleten en önemli norm, AİHS’nin 5. AİHM, Engel/Hollanda ve A.D/Türkiye kararlarında disiplin amiri tarafından verilen oda hapsi cezalarının AİHS’nin 5/1-a maddesini ihlal ettiği şeklinde kararlar vermiştir. Maddesinde 5170 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası disiplin amirlerince oda hapsi cezasının verilemeyeceğini İkinci Bölümde ayrıntılı şekilde izah etmiştik. Ancak uygulamada bu ceza verilmeye devam ettiği gibi AYİM de oyçokluğuyla da olsa bu cezanın verilebileceği yönünde kararlar verilmektedir[743].

İlk kararda, tanıklıktan çekinme hakkı olanların iletişimlerinin denetlenmesinde katı uygulamayı, yani her iki taraf şüpheli … Yerel Mahkeme tarafından verilen mahkumiyet hükmünün temyiz edilmesinden sonra, Yargıtay’a gönderilen yargılama dosyasında bulunmayan ve CMK m.206 kapsamında yerel mahkemece değerlendirilmemiş “yeni” bir delilin ortaya çıkması durumunda, bu “yeni” delilin elde edilme usulünün nasıl olacağı, daha net bir … Mahkeme kararı olmadan, milli güvenliği ve kamu düzenini ilgilendiren konularda internet sitelerine 4 saat içinde erişim engelleme yetkisi veren düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından geçen yıl Ekim ayında iptalinin ardından şimdi de engelleme yetkisinin Telekomünikasyon İletişim Başkanı yerine bakan veya başbakan … Mahkemeler, Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanırlar. Yapılan kovuşturma sonucunda, yerel mahkeme ve Yargıtay tarafından verilen her karar halka ilan edilmelidir. Millet, bu yolla dürüst yargılamanın yapılıp yapılmadığını ve adaletin gerçekleşip gerçekleşmediğini görür.

  • (6) Bu maddede belirtilen esaslara aykırı davranan Üst Kurul üyeleri görevlerinden çekilmiş sayılır.
  • Finansal analizlerin planlanması ve kontrol oranları analizi, proje planlaması ve finansal öngörü, sermaye bütçelemesi, kısa ve uzun vadeli kararlar, işletme sermayesi yönetiminin finansmanı, fonların elde edilmesi ve bunların firma içinde rakip varlıklar arasındaki dağılımına ilişkin finansal politikalar.

Buna karşın, Bahriye mektebi öğrencisi Fuat Hüsnü (Kayacan) ve Hariciye Nezareti’nde görevli Reşat Bey’in (Danyal) girişimleri sonucu bütün oyuncuları Türk olan ilk futbol takımı 1901 senesinde Kadıköy’de kurulmuş ve saray hafiyelerinin dikkatini çekmemesi için takıma İngilizce “Black Stocking (Kara Çoraplılar)[32]” ismi konulmuştur. FIFA, dörtte üçü Avrupa’da bulunan, 300 binden fazla kulübe dağılmış olan 25 milyondan fazla oyuncuyu[17] denetlemektedir. FIFA, en üst karar mercii olarak Genel Kurul, bu kararları uygulayan İcra Kurulu[18] ve idari merci olarak Genel Sekreterlik biçiminde teşkilatlanmıştır. Bunun dışında İcra Kurulu tarafından geçici komisyonlar da kurulabilmektedir. Günümüzde evrensel bir spor durumuna gelen futbol son derecede iyi teşkilatlanmıştır\. Bu platformda keyifli vakitler geçir, büyük ödüllerin sahibi ol. sweet bonanza Bahsegel\. Dünyada futbol teşikilatı, temelinde yerel federasyonlar ile kıtasal konfederasyonların, üstte ise “Uluslararası Futbol Birliği Federasyonu[12] (Fédération Internationale de Football Association, FIFA)” ile “Uluslararası Futbol Birliği Kurulu(The International Football Association Board,IFAB)”nun bulunduğu bir piramit biçimindedir. Kulüpler, ulusal federasyonlar ve konfederasyonlar FIFA’nın mutlak denetimi altındadır. Maddesinin başlığı, “Right to a fair trial” olarak gösterilmiştir. Bu başlık dilimize ve Türk Hukuku’na, “adil yargılanma hakkı” olarak tercüme edilmiştir. 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu “Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlandırılması” başlıklı 20. Maddesine göre, “Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilir, kamuoyuna ilan edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Aşağıda, tanıklıktan çekinme hakkı olanların telefon konuşmalarının denetlenmesi ile ilgili Yargıtay’ın üç farklı kararının özetine yer vereceğiz.

Askeri Ceza Kanununun konu ile ilgili hükümlerinin bir arada gözden geçirilmesi cezanın niteliğini bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarmağa yetecektir. Maddelerinde astlarına kötü muamele veya müessir fiilde bulunmak askeri suç, 477 sayılı Kanunun 53. Maddesinde astına sövmek, hakaret etmek ve kötü davranmak eylemleri ise disiplin suçu olarak düzenlenmiştir. Mahkeme, yargı organlarınca verilen tüm cezalarda belli oranda bir aşağılama unsurunun bulunduğunu, fakat bu aşağılama veya onur kırıcılığın belli bir düzeye ulaşması durumunda 3. Maddenin amacına uygun düzeye ulaşan aşağılayıcı bir cezaya salt mahkum etmek dahi, infaz olmasa da tek başına maddeyi ihlal etmektedir.[528] AİHM genelde bedene zarar veren uygulamalara dayalı cezaların aşağılayıcı ve 3. Ek protokolün 3.maddesinde hiç kimsenin tek başına ya da toplu olarak uyruğu bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilemeyeceği ayrıca uyruğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmiş, bu şekilde vatandaşların sınır dışı edilme yasağı düzenlenmiştir. Maddesinde ise yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmesi yasağı belirtilmiştir. Disiplin Mahkemesi kararlarının denetlenmesinin diğer bir yolu da “yazılı emir”dir. Yazılı emir, disiplin mahkemeleri tarafından verilip kesinleşmiş bulunan kararlarda kanuna aykırılık bulunduğundan bahisle kararın bozul­ması için Askeri Yargıtay’a başvurması hususunda Askeri Yargıtay Baş­savcısına MSB tarafından emir verilmesidir. Yazılı emir yoluyla dosya Askeri Yargıtay’a geldiğinde sadece yazılı emirde belirtilen sebeplerde inceleme yapılır. Askeri adalet müfettişi bu soruşturma sırasında arama, tutuklama ve diğer tedbirler hakkında karar verilmesi için en yakın askeri mahkeme ve diğer yargı organlarından istemde bulunabilir.

Örneğin, Belediye Kanunu’nun 15/b maddesinde, belediyenin yetkileri arasında “…Belediye yasakları koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları vermek” sayılmıştır. Yine maddenin devamı bendlerinde, içme suyu, ulaşım, çöp toplamak, atık su, doğal gaz, hal kurmak gibi görev ve yetkilere yer verilmiştir. Örneğin bu görevlerle ilgili olarak, “çöplerin akşam 20’den önce sokağa konulmasını yasaklayan” bir emir yayımlayabilir ve buna uymayanlara önceden belirlenen cezayı verebilir. Vergi kanunlarında düzenlenen para cezalarını da idari para cezaları içinde değerlendirmek gerekir. Çünkü, bu cezalarda da; ceza idarece verilmekte olup, sadece parasal bir ceza olarak uygulanmaktadır. Ancak muhatabı herkes olmayıp, vergi kanunlarında öngörülen faaliyetleri yapan mükelleflerdir. Ayrıca fiil kamu düzeninin ihlal edici fiil olmayıp, vergi düzenini ihlal eden fiildir. Hukuk kuralının en belirgin özelliği, hukuk kuralına uygun davranmayı sağlayan zorlayıcı ve örgütlü bir otorite (Devlet) tarafından uygulanan belli bir müeyyide içermesidir[4].

Buna karşılık; 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu m.107/4’de, örgüt kurma, yönetme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan mahkumiyet halinde koşullu salıverilmenin tatbiki düzenlenmektedir. Bu hükümde; örgüt üyeliğine yer verilmediği gibi, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan mahkumiyet ifadesinin kullanılması, TCK m.220’nin sistematiğine ve “şahsilik” ilkesine aykırı uygulamalara sebep olabilmektedir. Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme” başlıklı altıncı bölümünde yer alan, gizli soruşturmacı görevlendirmesini düzenleyen, m.139’da tanımlanan ve görev alanı çizilen gizli soruşturmacının ne olduğunu, görevlendirilen kişi tarafından toplanan delillerin 28 Mart 2023 tarihinde, m.139’un 4. Fıkrasına eklenen ek cümle ile hangi sınırlar çerçevesinde bu görevi yerine getirebileceği ve elde ettiği delillerin hukuka aykırılığı ele alınmıştır. Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.157’de düzenlenen dolandırıcılık suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali olan “dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi” suçu (TCK m.159) açıklanarak, doktrinde yer alan tartışmalı hususlar ile yargı kararları değerlendirilecektir.

Kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir. Türk Hukuku, tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmesine imkan tanımakta olup, tarafların mahkemelerde temsil edilmek için avukat tutması, bazı istisnalar dışında zorunlu değildir. Bu kapsamda İdare Mahkemelerinde de idare hukuku avukatı tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.Ancak İdare Hukuku mevzuatının karmaşık yapısı, İdari Yargılama Usul Kanununda yer alan sürelerin kesin ve kısa oluşu gibi nedenlerle, dava sürecinin hukukçu olmayan kişiler tarafından yürütülmesi halinde, gerek şekil, gerekse de esas açısından telafisi mümkün olmayan hatalı işlemler yapılabilir. Son derece ayrıntılı düzenlemeler içeren idari yargı sürecinde hak kaybına uğranılmaması için, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz. Özel hükmün bulunması halinde, itirazlar kanunda belirtilen şekle uygun olarak yapılacaktır. Oluşabilecek karışıklığı gidermek adına, idari para cezaları, cezanın muhatabı olan kişiye gönderildiğinde, bu cezaya itiraz süresinin ve merciinin tebligatta gösterilmesi gerekmektedir. Usulsüz yapılan tebligatlar idari para cezası kararına karşı itiraz süresini başlatmamaktadır. İdari para cezasının yanı sıra başkaca bir yaptırım da söz konusu ise ilgili itiraz merci İdare Mahkemesi’dir. Örneğin idari para cezasının yanında işyeri kapatma kararı da verilmişse bu durumda idari para cezası kararının ve işyeri kapatma kararının iptali için İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmalıdır. Ana Statü’de[98] TFF, “özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip özel bütçeli özerk bir kuruluş” olarak tanımlanmaktadır[99]. Bilindiği gibi GSGM, kamu hizmetini yürütmekle görevli bir kamu kurumudur ve dolayısıyla yüklendiği kamu hizmetini yürütmek için GSGM bünyesinde çalışan personel de devlet memur statüsündedir ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi bulunmaktadır.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *